
İstanbul, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından organize edilen ve bu yıl 16. kez kapılarını açacak olan Uluslararası İstanbul Opera ve Bale Festivali için gün sayıyor. Sanat şöleni, 10 Mayıs Cumartesi günü İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) görkemli bir başlangıç yapacak. Ülkemizin ev sahipliğinde düzenlenecek bu prestijli etkinlik, dünyanın dört bir yanından gelecek sayısız sanatçıyı Türk sanatseverlerle bir araya getirecek.
Festivalin hazırlık aşamasında sanatçılardan tasarımcılara, kostümcülerden sahne ekiplerine kadar geniş bir kadro, son rötuşları tamamlamak üzere hummalı bir çalışma yürütüyor. Sanat tutkunları, dünya genelinde büyük beğeni toplayan eserleri İstanbul'da canlı izleme imkanına kavuşacak.

Festivalin, 10 Mayıs'taki açılışının ardından 3 Haziran'da ünlü koreograf Boris Eifman'ın "Rus Hamlet" adlı eseriyle sona ereceği duyuruldu. Organizasyonun yalnızca yetişkinlere hitap etmediği, genç izleyiciler ve çocuklar için de özel bir prömiyerin planlandığı vurgulandı. Uluslararası opera ve bale festivaline yönelik şimdiden yoğun bir ilgi olduğu gözlemleniyor.
Dünya prömiyerini yapacak olan "Gılgamış Destanı" hakkında konuşan Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Tan Sağtürk, "Adnan Saygun'un hem bestesini yaptığı hem librettosunu yazdığı Gılgamış Destanı yıllar sonra ilk kez seyirciyle buluşmuş olacak. Kendisinin doğumunun 100'üncü yılına ithafen hem bir Adnan Saygun Gecesi olmuş olacak hem de çok büyük bir prodüksiyon olan Gılgamış Destanı seyirciyle buluşacak" dedi.
Uluslararası Yıldızlar İstanbul Sahnesinde
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Tan Sağtürk, festivalin önemine değinerek, "Dünya'nın en büyük festivallerinden bir tanesini daha gerçekleştirmeye çabalıyoruz ve bunun için programımızı göreve ilk geldiğimiz zaman 2 yıl öncesinden bitirdik.
Bu, dünya takvimiyle eşitlemek adına; çünkü bu iş, sanatçılar adına da çok önemli, yurt dışındaki davetliler açısından da çok kıymetli. Önceden programlamayı çok doğru bir şekilde genel müdürümüzle yapmaya çalıştık.
İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin de kuvvetiyle İstanbul Uluslararası Opera Bale Festivali gerçekleşiyor olacak. Dünyada çok önemli topluluklardan Boris Eifman kendisini burada bulacak. Onun dışında belki de gidip de görmek istediğimiz ama bilet bulmakta çok zorluk çektiğimiz uluslararası yıldızlarımızı da burada ağırlayacağız. Anna Karenina burada olacak, Rus Hamlet burada olacak" şeklinde konuştu.
Genç Sanatseverler Unutulmadı
Festivalin her yaş grubuna hitap ettiğini vurgulayan Sağtürk, “Bize en çok mutluluk verecek durumlardan bir tanesi, sadece yetişkinlere değil, aynı zamanda bu festivalimizi gençlere de açtık ve Kül Kedisi çocuklara özel bir prömiyer gerçekleştirecek. Sadece Atatürk Kültür Merkezi değil, aynı zamanda Süreyya Operası'nda da bu festival doğrultusunda sahnelerimiz açık olacak. Bale dünyası olacak" ifadelerini kullandı.
Gılgamış Destanı'nın Dünya Prömiyeri Heyecanı
"Gılgamış Destanı"nın dünya prömiyerine özel bir vurgu yapan Sağtürk, “Adnan Saygun'un hem bestesini yaptığı hem librettosunu yazdığı Gılgamış Destanı yıllar sonra ilk kez seyirciyle buluşmuş olacak. Kendisinin doğumunun 100'üncü yılına ithafen hem bir Adnan Saygun Gecesi olmuş olacak hem de çok büyük bir prodüksiyon olan Gılgamış Destanı seyirciyle buluşacak. Ben çok heyecan duyuyorum çünkü İstanbul'da şu anda bu festivalin yaşıyor olmuş olması, turistik açıdan da bir çekim noktası oluşturuyor" dedi.
Kulis Arkası: Bir Prodüksiyonun Doğuşu
Sağtürk, kurumun üretim gücüne dikkat çekerek, “Biz sadece perdeyi açıp kapatan bir topluluk değiliz. Aynı zamanda üretim sürecinin her aşamasını kendi opera evimizde gerçekleştiriyoruz. Kostümler, şapkalar, çiçek atölyeleri, bezleme, kundura atölyeleri. Tüm çalışmalarımızı bu kendi opera evimizde gerçekleştiriyoruz. Çalışma ekibi olarak gerçekten bir başarı elde ediliyor. Son derece mutluyuz. Adeta bir rüyanın içindeyiz. Seyircimizle de İstanbul Uluslararası Opera ve Bale Festivali'nde bunu paylaşacağımız içinde çok heyecanlıyım" diye ekledi.
Yeni Eserler ve Sanatsal Üretimin Gücü
Yeni yapımların önemine değinen Sağtürk, şunları söyledi:
“Eski eserler olan repertuvarımızda olan eserlerle seyircilerimizi buluşturmak çok önemli ama bu sene 44 prömiyer yeni prömiyer çıktı. Dünya prömiyeri olan bazı eserler İstanbul Opera Festivali'nin içine aldık. Yani bu prodüksiyonlar seyirciyle ilk buluştukları anda bizler için de çok heyecan veriyor. Dolayısıyla ben bunun katmerli bir şekilde artacağını, üretimin sanatsal üretimin artacağını özellikle festivallerimiz ve 1'inci Anadolu Opera ve Opel Festivaliyle 23 şehire ulaşarak yetenek her yerde taramalarıyla, seyirciyle buluştuğumuz anda operanın ve varlığının daha çok ortaya çıkacağı inancındayım.
Bunun aynı zamanda dünyaya tezahürünün de görülmüş olması oradaki dergilerde ve gazetelerde ve haberlerde çıkabiliyor olmuş olmak bence zaten devlet opera balesinin en büyük görev hatlarından bir tanesidir. Cemal Reşit Rey'in Çelebi Operası ya da Adnan Saygun'un Gılgamış Destanı ya da yine Cemal Reşit Rey hocamızın 'Deli dolu' opereti gibi hiç icra edilmemiş eserlerin incelenmesi ve ortaya çıkarılması da bence zaten devlet operasının görevleri arasındaydı. Onları da yapıyoruz ve festivallerimizde alabilecek cesareti göstermeye çalışıyoruz".
Sanata Artan İlgi ve Festivalin Kapanışı
Bu yıl seyirci sayısında önemli bir artış beklediğini ifade eden Sağtürk, "Özellikle bu festivali seyircimize kaçırmamalarını öneriyorum. Ben de onlarla birlikte bütün çalışmalarımızı seyredeceğim. Seyircimizin arasında olmaya çalışacağım. Bu yüzden 3 bin 500 kişilik sanatçı ve teknik ekip kadromuzla halkımızı, seyircimizi ve turistlerimizi, Türkiye'ye gelen turistleri bekliyoruz. Festivalimiz 10 Mayıs'ta başlıyor. Boris Eifman'ın Rus Hamlet'le birlikte 3 Haziran'da sona eriyor. Tabii bu teveccühü bu sevgi, bu ilgi, bu bilet satışları o kadar mutluyuz ki yani müteşekkiriz seyircimize. Türkiye gerçekten opera ve baleyi sevdi" sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Kaynak: KRT