Dolar
38,3719
Euro
43,5566
© 2025 Aljanad Post - Son Dakika Haberleri Burada
Haber Yazılımı: Aladağ Bilişim

Devegeçidi Baraj Gölü Alarm Veriyor: Kuraklık ve Hastalık Tehlikesi!

Diyarbakır'ın can damarı Devegeçidi Baraj Gölü'nde su seviyesi kritik seviyede. Kuraklık, kuş türlerini ve tarımı tehdit ediyor. Detaylar haberimizde.

Yayınlanma
Güncelleme
4 Dk Okuma Süresi

Önemli Noktalar:

  • Devegeçidi Baraj Gölü, sulama ve hayvanların su ihtiyacını karşılamanın yanı sıra 110'dan fazla kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır.
  • İklim değişikliği, yağış azlığı ve buharlaşma nedeniyle baraj gölünün su seviyesi önemli ölçüde azalmıştır.
  • Prof. Dr. Ahmet Kılıç, gölün özellikle su kuşları açısından zengin bir biyoçeşitliliğe sahip olduğunu belirtmiştir.
  • Su seviyesindeki düşüşün devam etmesi halinde hastalık ve parazit riskinin artabileceği uyarısı yapılmıştır.
  • Prof. Kılıç, biyoçeşitliliği korumak için göle su takviyesi yapılmasının zorunlu olduğunu vurgulamıştır.
  • Ayrıca, yasa dışı avcılığın önlenmesi ve suyun kirletilmemesi gerektiği ifade edilmiştir.

Devegeçidi Baraj Gölü'nde Alarm Veren Su Seviyesi

Devegeçidi Çayı üzerinde konumlanan Devegeçidi Baraj Gölü, bölgedeki tarım alanlarının sulanması, hayvanların su gereksiniminin karşılanması ve tatlı su balıkçılığı gibi işlevlerinin yanında, 110’dan fazla kuş türü için önemli bir yaşam alanı oluşturuyor. Ancak son dönemde iklim değişikliği, yetersiz yağış ve artan buharlaşma nedeniyle baraj gölündeki su seviyesinde ciddi bir düşüş gözlemlenmektedir. Biyoçeşitlilik ve Çevre Koruma Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, göle takviye yapılmasının gerekliliğine dikkat çekerek, hastalık ve parazitler konusunda endişelerini dile getirdi.

Gölün Biyoçeşitlilik Açısından Değeri

Gölün su kuşları bakımından zengin bir bölge olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kılıç, şu değerlendirmelerde bulundu:

 “Karacadağ Havzasının suyunu biriktirmek amacıyla 1970’li yıllarda kurulmuştur. Baraj, çevredeki tarlaların sulanmasında önemli bir işleve sahiptir. Yalnızca sulama ile ilgili bir görevi yok. Özellikle biyoçeşitliğin korunmasında çok değerlidir. Çok geniş bir havzayı kapsayan bu göletimizde, pek çok kuş türü barınır. Yaptığımız bir çalışmada 110’dan fazla kuş türünün burada yaşadığını gördük. Özellikle su kuşları açısından çok zengin bir bölge. Ördekler, balıkçıllar, ötücü kuşlar bu bölgenin müdavimleridir. Bir kısmı üreme amacıyla burada bulunur. Göç olarak buraya gelen bu türler, burada üremelerini tamamladıktan sonra bölgemizden ayrılır. Ayrıca buranın yerli türleri de var. Ayrıca kış veya yaz mevsimlerinde yalnızca bulunan türler de var. O yüzden biyoçeşitlilik açısından çok değerlidir. Burada aynı zamanda pek çok memeliye de rastlarız. Kurbağalar, sürüngenler bu bölgede sıklıkla yaşayan türlerdir. Farklı balık türlerini de burada avlama imkanı vardır”.

Kuraklık Tehdidi ve Koruma Çağrısı

Bölgede yaşanan kuraklığın barajlardaki su seviyesini de olumsuz etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Kılıç, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Maalesef son yıllarda artan kuraklık dolayısıyla gölün su seviyesi ciddi biçimde düştü. Zaman zaman tamamen kuruma noktasına geldi. Kar yağışı olmayınca bu kuraklık daha da şiddetli kendisini gösteriyor. Maalesef bu yıl su seviyesinin çok düşük olduğunu biliyoruz, çünkü kar yağışı olmadı. Yağmurlarda da bir azalma var. Biyoçeşitliliği koruma açısından yeri geldiğinde oraya takviye yapmamız lazım. Çok nadide türleri burada görebiliyoruz. Biz balıkçıl kuşlardan pek çok türü burada görebiliyoruz. Suyun azalmasına bağlı olarak bölgede yaşanacak ciddi kayıpların önüne geçilmesi için bu bölgeye su takviyesinin olması elzem. Eğer biyoçeşitlilik azalırsa tarım alanlarında verimlilikte ciddi düşüşler olur. Parazitler veya viral hastalıklarda ciddi artışlar olabilir. Bu yüzden bizim bu baraj alanını suyla takviye etmemiz lazım. Burada avcılığın tamamen yasaklanması lazım. İllegal avcılıklara maalesef rastlanabiliyor. Bunların önüne geçilmesi lazım. Bu bölgenin suyunun kirletilmemesi de büyük bir öneme sahiptir. El birliğiyle bu nadide alanımızı korumamız lazım. Buradaki yüzlerce türün yaşamasını sağlamak insanlara bağlı. Bu konuda bütün hemşerilerimizin destek vereceğini ve ilgililerin uyarılarına uyacağını düşünmekteyim. Zor günler bizi bekliyor ama bunların üstesinden gelmek mümkündür.”

Kaynak: KRTTV

İlgili Konular: